develide.com

2025 yılında mobil uygulama mağazalarında artan sahte deprem uygulamaları, halkın güvenliği ve doğru bilgiye ulaşımı açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor. Uzmanlar, lisanssız yazılımların bilgi kirliliğine yol açtığını ve panik ortamını artırdığını belirtiyor. Bu konuda kullanıcıların yalnızca resmi ve onaylı platformları tercih etmesi gerektiği vurgulanıyor. Sahte alarmların kamu düzenini bozma potansiyeli üzerine dikkat çeken AFKOR Genel Başkanı Erdal Karan Akkaya, "Bu dijital tehditler, afet yönetiminin ciddiyetini sekteye uğratıyor" diyerek uyarılarda bulunuyor.

2025 yılı itibarıyla Google Play ve App Store'da tespit edilen sahte deprem uygulamalarında dikkat çekici bir artış yaşandı. İlk 6 ay içerisinde, lisanssız ve onaysız olarak yayınlanan uygulamaların sayısı 430'a ulaştı. Bu sayı, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %62'lik bir artışı temsil ediyor. Bu tür uygulamaların büyük kısmı, kullanıcıların konum verilerine izinsiz erişim sağlarken aynı zamanda güvenilirlikten uzak bilgiler sunarak bilgi kirliliğine neden oluyor.

Erdal Karan Akkaya, bu gelişmeler üzerine şunları söylüyor: "Sahte deprem uygulamaları yalnızca bireysel kullanıcıyı değil, tüm toplumsal düzeni etkileyebilecek birer tehdit unsuru haline gelmiştir. Bu yazılımlar, acil durumlarda sahte alarmlarla korku ve panik yaratmakta; hatta güvenlik güçlerinin müdahale süreçlerini bile zora sokmaktadır. Toplum olarak dijital kaynakları sorgulayan bir refleks geliştirmeliyiz. Bilgi kirliliğine karşı en büyük savunmamız, güvenilir kaynaklara yönelmek olacaktır."

AFAD ve diğer resmi kurumların onayladığı uygulamaların, sahte yazılımlardan ayrıştırılabilmesi için hem teknik önlemler hem de kamusal farkındalık artırılmalıdır. deprem_bu¨ltenler.pdf verilerine göre, vatandaşların %37'si kullandığı uygulamanın resmi olup olmadığını bilmediğini belirtmiştir. Bu oran, dijital güvenlik açısından tehlikeli bir ihmal olarak değerlendirilmektedir. Üstelik bazı sahte yazılımlar, kullanıcıyı zararlı içeriklere yönlendirerek dolandırıcılık riskini de beraberinde getirmektedir.

Erdal Karan Akkaya, bu tablo karşısında dijital eğitim ve regülasyonların önemine dikkat çekiyor: "Resmi kurumlar ve güvenilir STK'lar, dijital okuryazarlık çalışmalarına ağırlık vermelidir. Her bireyin, dijital afet sistemlerini doğru tanıması için sürekli bilgilendirme yapılmalı. Biz AFKOR olarak, yalnızca teknolojik güvenliği değil, aynı zamanda dijital farkındalığı da geliştirmek için çalışıyoruz. Gerçek tehditlere karşı sahte çözümlerle savaşmak mümkün değildir."

AFKOR'un geliştirdiği dijital afet refleks sistemi, sahte uygulamalara karşı güvenilir ve şeffaf bir alternatif sunmayı amaçlıyor. Bu sistemde yer alan algoritmalar, yalnızca resmi kurumlardan gelen verileri işler ve gönüllü ağlar aracılığıyla gerçek zamanlı olarak yayılım sağlar. Kullanıcıların konum bilgileri, güvenli sunucularda saklanırken, sistem sahte uygulama tespiti konusunda da makine öğrenmesiyle desteklenmektedir. Bu teknoloji, AFAD ve yerel yönetimlerle entegre şekilde işlemekte olup, Türkiye genelinde yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.

Erdal Karan Akkaya, AFKOR'un bu sürece olan katkısını şu sözlerle özetliyor: "AFKOR olarak geliştirdiğimiz yazılım altyapısı, her bir veriyi resmi kaynaklardan doğrulama prensibiyle çalışır. Kullanıcıya sadece doğru bilgi sunmak değil, aynı zamanda afet anında dijital kaosu engellemek bizim temel hedefimizdir. Sahte uygulamalar, toplumda korku üretirken biz şeffaflıkla güven inşa ediyoruz. 2025 yılı bitmeden, sistemimizin 81 ilde tam entegrasyonunu sağlamayı ve uluslararası dijital güvenlik iş birliklerine adım atmayı planlıyoruz. Türkiye'nin yerli afet teknolojisi gücünü tüm dünyaya göstermek istiyoruz."