Mikroplastikler: Sağlığımıza Etkileri Belirsiz
Mikroplastikler artık neredeyse her yerde. Bir hesaplamaya göre her gün 52 bin mikroplastik bedenimize giriyor olabilir. Yiyecekler ve içeceklerin yanı sıra soluduğumuz hava da bu parçacıkları bede
Mikroplastikler artık neredeyse her yerde. Bir hesaplamaya göre her gün 52 bin mikroplastik bedenimize giriyor olabilir.
Yiyecekler ve içeceklerin yanı sıra soluduğumuz hava da bu parçacıkları bedenimize sokabiliyor.
Beş milimetreden küçük plastik parçaları olan mikroplastikler tükürük, kan ve anne sütü gibi vücut sıvılarının yanı sıra karaciğer, böbrek, dalak, beyin ve hatta kemiklerimizin içinde bile bulunabiliyor.
Bütün bu bulgular önemli bir soruyu doğuruyor: Mikroplastikler sağlığımızı nasıl etkiliyor?
Günümüzde dünya genelinde mikroplastik alımının tarihte görülmemiş seviyelere ulaştığı düşünülüyor.
2024'te yayımlanan bir araştırmada bilim insanları insan vücuduna giren mikroplastiklerin 1990'dan bu yana altı kat arttığı hesaplanıyordu. Özellikle ABD, Çin, Ortadoğu'nun bir kısmı, Kuzey Afrika ve İskandinavya'daki artış dikkat çekiciydi.
Fakat bu parçacıkların sağlığımız üzerindeki doğrudan etkisini hesaplamak kolay değil.
Bunun için kullanılan yöntemlerden biri insan deneyleri. Bu tür deneyler genellikle virüslerin insan üzerindeki etkilerini incelemek için, sağlıklı deneklere virüs vererek yapılıyor.
Fakat 2025 başlarında yılında bilim insanları, virüs yerine mikroplastik verip sonuçlarını ölçecekleri bir deneye başladı.
Deneyin başındaki, Londra'daki Imperial College'dan araştırmacı Stephanie Wright, pek çoğumuzun bu deneyi zaten her gün kendi üzerimizde gerçekleştirdiğimizi, sadece sonuçlarını ölçmediğimizi söylüyor.
Deneyde en büyük mikroplastik kaynaklarımız arasında yer alan plastik poşetteki çaylar ve plastik kutularda ısıtılan yemekler kullanılıyor, deneklerden bunları içmeleri ve yemeleri talep ediliyor.
"Bunun ardından mikroplastiklerin ne kadarının bağırsaklarımız tarafından emilip kanımıza karıştığına bakıyoruz" diyor Wright.
Ardından 10 saat boyunca deneklerden kan alınarak içindeki mikroplastik miktarı ölçülüyor.
Alanında ilk olan bu deneyin sonuçları henüz yayımlanmadı fakat araştırmacılar yıl sonuna kadar yayımlamayı hedefliyor.
Wright kanımıza karışan mikroplastiklerin görece küçük boyutlu mikroplastikler olacağını tahmin ediyor. Öte yandan bunların hayvanlara etkisi konusunda araştırmalar yapılsa da, sağlıklı insanlara etkisi konusunda neredeyse hiçbir araştırma yapılmadı.
"Bedenimize giren bu parçacıklar nerelere yayılıyor, endişe edildiği gibi özellikle bazı organlarda daha çok mu birikiyor?
"Vücudumuzun bunları yok edemeyeceğini varsayarsak, kronik enflamasyon (yangı) veya organların fonksiyonlarını etkileyecek doku hasarı gibi şeylere yol açabilir mi?"
Wright, henüz bir yanıtı olmayan soruları böyle sıralıyor.
2024 sonlarında Çin'deki araştırmacılar, eklem ameliyatı geçirmiş kişilerin kemiklerinde mikroplastikler buldu. Bilim insanları kemik ve kaslardaki mikroplastiklerin egzersizi zorlaştırma riski taşıyabileceğinden endişelerini dile getirdi. Zira bazı araştırmalar, mikroplastiklerin kemik ve kas hücrelerinin büyümesini zorlaştırabileceğini gösteriyordu.
2024'ün başlarındaysa bir grup İtalyan bilim insanı, erken seviye kardiyovasküler sorunlar yaşayan bireylerin şah damarlarının içindeki plaklarda da mikroplastik buldu. Bunların varlığı, dolaşım rahatsızlıklarının kötüleşmesiyle ilişkilendirildi. Üç yıl süren takip döneminde, şah damarlarındaki plaklarda mikroplastik bulunan kişilerin felç, kalp krizi veya ani ölüm riski diğerlerine kıyasla 4,5 kat fazla olarak tespit edildi.
Şubat 2025'te ise başka bir grup araştırmacı, insan kadavralarının beyinlerinde mikroplastik tespit etti.
Ölümlerinden önce bunama teşhisi konan kişilerin beyinlerinde, diğerlerinin 10 katı mikroplastik vardı.
Bu araştırmanın liderliğini yürüten University Of New Mexico'dan toksikoloji profesörü Matthew Campen, "Bu bulgu bizi şok etti" diyor.
Prof. Campen, kanımızdaki plastik parçacıklarının lipid adı verilen yağlarla merkezi sinir sistemimize de ulaştığından şüpheleniyor:
"Beyinde yüksek oranda lipid var, özellikle de beyaz maddede. Bu da beyni bu plastikler için ideal bir ortam yapıyor.
"Dahası beyin son derece yavaş bir temizlik mekanizmasına sahip ve bunama vakalarında [yabancı maddelerin beyne girmesine engel olan] kan-beyin bariyerinin hasar görmüş oluyor, bu da beyindeki plastik birikimini artırıyor."
Fakat hem Prof. Campen, hem de bir önceki araştırmayı yapan İtalyan ekip, mikroplastiklerle bunama veya kalp hastalıkları arasında doğrudan bir nedensellik olduğunu söylemiyor.
Onun yerine, mikroplastiklerin hastalığa yol açan faktörlerden yalnızca biri olması ve diğer etkenlerle birlikte zaman içinde sağlığı kötüleştirmesinin daha olası olduğunu düşünüyorlar.
"Bu asbest gibi değil" diyor İngiltere'deki Portsmouth Üniversitesi'nden çevre kirliliği profesörü Fay Coucerio:
"Doğrudan belli bir hasara yol açmıyorlar fakat muhtemelen hücrelerinize zarar verip genel sağlığınızı kötüleştirerek sizi hastalıklara daha yatkın hala getiriyorlar."
Mikroplastiklerle hastalıklar arasında bağlantı kurmayı en zorlaştıran şeylerden biri de, mikroplastiklerin neredeyse sonsuz farklı özelliğe sahip olması.
Örneğin plastik şişelerdeki suların litresinde 240 bin plastik parçası bulan araştırmada, çok farklı boyutlarda yedi farklı plastik türünden parçacıklar tespit edilmişti.
Avusturya'daki Viyana Üniversitesi'nde ilaç kimyası üzerine çalışan Verena Pichler "Plastiğin farklı türleri var ve hepsi farklı şekillerde ve boyutlarda parçalanıyor" diyor ve ekliyor:
"Mikroplastik kavramı, önümüzdeki şeyin karmaşıklığını yeterince yansıtamıyor."
Pichler gibi araştırmacıları zorlayan bir diğer şey de farklı mikroplastiklerin farklı etkileri olması ihtimali.
Örneğin bazı plastik parçacıkları çevresel toksinlere bağlanıp ağır metaller taşıyabiliyor. Başka türleriyse vücutta hormonların çalışmasını etkileyebiliyor.
Bir mikrometreden daha küçük parçacıklar olan nanoplastikler ise hücre zarını geçebilecek kadar küçük oldukları için hücrelerde birikip daha büyük zarara yol açma riski taşıyor.
İtalya'nın Napoli kentindeki Campania Luigi Vanvitelli Üniversitesi'nden mikroplastik araştırmacısı ve dahiliye profesörü Raffaele Marfella, mikroplastik ve nanoplastiklerin yaşlanmayı hızlandırdığından şüpheleniyor.
Bunu hem düşük seviyeli fakat kronik enflamasyonla hem de DNA'lara zarar veren moleküllerin ortaya çıkmasına yol açarak gerçekleştirdiğini düşünüyor.
Enflamasyon etkisi daha önce kuşlarda da tespit edilmişti.
Pichler da insan dışkılarında yüksek oranda mikroplastik tespit edilmesinin ardından bunun bağırsak kanserleriyle ilişkili olabileceği sonucuna varmıştı.
"Enflamasyon uzun sürdüğünde bu tümörlere yol açabilir. Mikroplastiklerin kansere direkt etkisi henüz hâlâ araştırma aşamasında olsa da, mevcut veriler olası bir bağlantıya işaret ediyor" diyor Pichler.
Fakat bedenimize çok farklı türde plastik parçacıkları girdiği için bunların her birinin tek tek hastalıklarla bağlantısını ortaya çıkarmak çok zor ve maddi açıdan da çok külfetli olurdu.
Örneğin tütün dumanıyla akciğer kanseri arasında kurulan direkt bağlantı gibi bir bağlantıyı burada kurmak çok zor olabilir.
Marfella, burada daha pragmatik yaklaşımın, bedenlerimiz için toksik olan mikroplastik seviyesinin ne olduğunu bulmak olabileceğini söylüyor.
Marfella'nın ekibi şimdi laboratuvarlarda gerçek insan hücrelerinden oluşturulmuş üç boyutlu organsı yapılarla bunu tespit etmeye çalışıyor.
Araştırmacılar bu dokuları farklı tür, boyut ve miktarlarda mikroplastiğe maruz bırakarak etkilerini gözlemliyor.
Marfella "Henüz toksisite için kesin bir eşik belirleyemedik ama bazı paternler öne çıkıyor" diyor ve ekliyor:
"Örneğin hayvan modellerinin ön verileri, kilo başına 10-100 mikrogram arası (bir gramın milyonda 10'u ile milyonda 100'ü arası) mikroplastiğe düzenli olarak maruz kalmanın ölçülebilir bir enflamasyon ve metabolik değişikliğe yol açtığını görüyoruz."
70 kiloluk bir insan için bu, günde 0,7 miligram ile 7 miligram arasında bir miktara denk geliyor.
Öte yandan bu deney fareler üzerinde yapılmıştı ve bunu doğrudan insanlara uyarlamak doğru olmayabilir çünkü farelerle insanların metabolizmaları ve bedenlerini toksinlerden arındırma mekanizmaları farklı.
Couceiro özellikle sağlık sorunları yaşayan ve yaşlı kişilerin mikroplastiklerin olumsuz etkilerine karşı daha savunmasız olabileceği uyarısında bulunuyor.
Bazı araştırmalar da kanser hastalarının bedenlerine giren mikroplastik ve nanoplastik miktarının, tedavinin başarısını etkileyebildiğini gösteriyor. Bunun nedeni de bu parçacıkların kanser ilaçlarının etkin maddelerine bağlanarak bunların tümörlere etkisini azaltması.
Coucerio mikroplastiklere maruz kalmanın astım ve diğer solunum yolları hastalıkları üzerindeki etkilerini de araştırıyor.
"Astımda hava kalitesinin çok önemli olduğunu ve astım ataklarına yol açan en büyük etkenlerden birinin bu olduğunu biliyoruz" diyor ve ekliyor:
"Ve plastik parçacıkları havadaki parçacıklardan daha kötü etkiye sahipse, astım hastaları onlara daha az maruz kalmaya çalışmalı."
Coucerio bunun için insanların balgamlarını inceleyip, astım atağı geçirdiklerinde balgamlarında daha fazla mikroplastik olup olmadığına bakmayı hedefliyor. Ayrıca hastaların evlerinden hava örneği alarak havadaki mikroplastiklerle astım arasındaki ilişkiyi de inceleyecek.
"Yeterince kişiyi bu şekilde inceleyebilirsek bazı genel sonuçlara ulaşabiliriz" diyor.
Sonuç olarak mikroplastik alanındaki pek çok araştırmacı gibi Coucerio da nelerin nasıl zarar verdiğini tespit edip plastik üreticilerine sağlığa daha az zarar veren ürünler üretmeleri için tavsiyeler verebilmek istiyor:
"Üreticilerle konuşup bazı ürünleri plastikten yapmamalarını talep etmek istiyoruz.
"Örneğin hastaneye solunum yolu şikayetiyle kaldırılan kişilere plastik maskeler takılıyor.
"Plastiğin sistemlerimize girmesine en başından engel olacak daha iyi alternatifler bulamaz mıyız?"
Teknoloji, Anne Sütü, Plastik, Böbrek, Çevre, Son Dakika
Son Dakika › Teknoloji › Mikroplastikler: Sağlığımıza Etkileri Belirsiz - Son Dakika
Benzer Haberler
Chikungunya virüsü hızla yayılıyor! 16 ülkede 240 binden fazla vaka, 90 ölü
AFAD Başkanı Pehlivan, 1999'dan bugüne afet yönetimindeki dönüşümü anlattı
HAVELSAN İHA'ları Deniz Platformlarına Entegre Ediliyor
ASELSAN 50. Yıl Çocuk Şenliği Erzurum'da
Gaziantep'te 'Perseid Gecesi Aile Kampı' Etkinliği Düzenlendi
1 Milyon Aileden Destek: İlk Öğretmenim Ailem
Türksat Model Uydu Yarışması'nda Yakın Uzay Görevi
Türkiye'nin Deprem Riskleri